Diş çürükleri, tamamen bireysel ağız bakımının eksikliğinden kaynaklanır. Çürük, ağız içerisindeki mikroorganizmaların ve besin artıklarının etkisiyle belirli bir süre içerisinde diş sert dokularında mineral eksikliğine sebep olur. Dişin dış yüzeyinin hemen altından başlayan çürük, ilerlediği taktirde boşluk dediğimiz çürük kavitasyonlarını oluşturur. Çürük kavitasyonu oluşmadan önce uygulanacak koruyucu önlemlerle dişlerin bütünlüğü ve sağlamlığı korunurken, kavitasyon oluştuktan sonra sağlam diş dokusu maksimum korunarak çürük yapının uzaklaştırılmasıyla restorasyon yapılmaktadır.
Diş çürükleri genellikle diş yüzeyinde siyah bir leke olarak görülebilir. Fakat bazı durumlarda hastalar kendileri diş çürümesini göremeyebilir. Bu nedenle düzenli aralıklarla diş kontrolleri yaptırılmalıdır. Diş çürükleri belirtileri:
Diş çürükleri düzenli ağız bakımı ve farklı yöntemlerle önlenebilir. Bu başlıkta yer alan ağız bakım önerilerini düzenli uygularsanız;
Geçmişten günümüze çürük bir dişin tedavisi için gelişen teknolojiyle birlikte farklı materyaller kullanılmaktadır. Bu materyaller içerisinde amalgamın estetik açıdan yetersiz olması ve zamanla dişte renklenmeye neden olması günümüz modern diş hekimliğinde terk edilmesine sebep olmuştur. Bu nedenle günümüzde hem estetik açıdan hem de fonksiyonel açıdan ışıkla sertleşen kompozit materyaller tercih edilmektedir.
Kompozit dolgular diş dokusuna mekanik olarak bağlanırlar ve tedavi basamakları doğru bir şekilde uygulandığında kompozit dolgular düşmezler.
Kompozit dolguların ömrü ağız içerisinde bulundukları bölgeye, kişinin ağız içi bakımına ve uygulanan dolgunun büyüklüğüne göre değişkenlik gösterebilmektedir. Diş hekiminiz tarafından 6 aylık rutin muayene yapılması, sağlıklı ağız hijyeni uygulayarak ve dişlerinize özen göstererek dolgularınızın ömrünü uzatabilirsiniz.
Diş dolguları hakkında daha detaylı bilgi almak isterseniz, Dolgu Tedavileri konulu blog yazımızı inceleyebilirsiniz.
Kompozit laminate veneer uygulamasında öncelikle kişinin diş yapısı incelenir, ardından minimal invaziv yaklaşımla gerekliyse diş yüzeyinden çok ince bir tabaka aşındırma yapılarak dişler estetik kompozit materyaller ile restore edilir. Bu sayede istenilen renk ve şekilde dişler elde edilmiş olur. Bu uygulama sayesinde kişi istediği gülüşe sahip olabilir.
Koruyucu Diş Hekimliği Nedir?
Günümüzde insan ömrünün uzamasıyla birlikte dişlerin bu denli uzun ömürlü bir şekilde ağız içerisinde kalması ve korunması gerekmektedir. Bu amaçla yaş grubu ne olursa olsun yapılması gereken koruyucu uygulamalar mevcuttur. Bunlara florürlü jel uygulaması, vernik uygulaması ve fissür örtücü uygulaması örnek olarak verilebilir. Amacımız dişlerin ömrünü uzatıp, daha uzun süre ağızda kalmasını sağlamaktır. Bu nedenle 6 aylık kontrollerin de ihmal edilmemesi gerekmektedir.
İnley ve onleylerin temel amacı, çok fazla madde kaybı olan bir dişin restore etmektir. Bu amaçla inley ve onleyler fiberle güçlendirilmiş kompozitten veya seramikten yapılmaktadır. İnley, hazırlanacak olan dolgunun etrafında sağlam diş dokusu olduğu; onley ise dişin bir veya daha fazla duvarının eksikliğinin olduğu durumlarda uygulanan restorasyonlardır.
Genellikle kanal tedavisi görmüş veya ileri derecede çürüğü bulunan dişlerde çürük temizlendikten sonra geriye kalan diş dokusu desteksizdir. İşlem ağız içerisinde direkt olarak yapılan dolgulara göre aşınmalara ve çiğneme kuvvetlerine karşı daha dayanıklıdır; burada amacımız anatomik form ve kontak noktalarını model üzerinde hazırlayarak eksik bölgenin restore edilmesini sağlamaktır.
Diş rengi kişiye özel farklılıklar gösterse de zaman içerisinde aynı kalmaz ve koyulaşabilir. Yediklerimiz, içtiklerimiz ve kişisel ağız bakımına ne ölçüde dikkat ettiğimize göre zaman içinde sararır ve koyulaşır. Diğer taraftan dişlerin içinde de koyulaşma mümkündür. Zamanla koyulaşan dişler estetik olarak bizi sıkıntıya sokabilir. Buradaki amacımız dişlerimizin sararmasını önlemek veya renginin koyuluğunu giderip daha beyaz bir gülüş sağlamaktır.
Dolgu yapılacak diş dokusu olmadığı durumlarda ve kaplama tedavisi yapılacak kadar da az çürük olduğu durumlarda uygulanan yöntemdir. Dolgu materyali tam seramiktir. Porselen dolgu olarak da bilinmektedir. İnley ve onley dolgu laboratuvar ortamında üretilerek diş hekimi tarafından dişe yapıştırılan dolgulardır.Laboratuvar ortamında üretildiğinden birkaç seantsa uygulanabilir. Kişiden alınan ölçü ile kişiye özel hazırlanır, ağız yapısına ve diş rengine uyumlu olarak hazırlanırlar.
Dişler beyazlatılmadan önce diş taşı temizliğinin yapılması gerekmektedir. Beyazlatma mine tabakasında etkilidir. Kuron ve kaplamalarda işe yaramaz ve var olan dolguların renklerinde de beyazlamaya neden olmaz.
İnley dolgular ve onley dolgular, kuron kaplama ugulamasına benzer. Fakat bu dolguların yapımında kuron uygulamasında olduğu kadar diş yapısının şekillendirilmesine gerek kalmaz. Geleneksel dolgularda da olduğu gibi ilk olarak dişin çevresindeki alan uyuşturularak dişte çürümenin meydana geldiği bölgeler temizlenir. Ardından diş yüzeyinden geleneksel yöntemle ölçü alınarak model elde edilir veya dijital yöntemle ölçü alınır ve dijital modelleme yapılır. İkinci seansa kadar diş yüzeyinin açık kalmaması ve hassasiyet oluşmaması için geçici dolgu uygulaması yapılır. Diş dokusuna ve rengine uygun porselen dolgular ikinci bir seansta diş yüzeyine yapıştırılır. Dişin modeli oluşturulduktan sonra seramik ya da reçine kullanılarak inley ya da onley elde edilir.Kalıcı malzeme laboratuvardan gelene kadar geçici bir dolgu uygulanır.
Dişlerin renkleri diş yüzeyine uygulanan karbamid peroksit veya hidrojen peroksit gibi kimyasallarla açılabilir. Bunun için uygulanan iki yöntem vardır.
Diş hekimi tarafından, ağızdan alınan ölçülerle kişiye özel olarak hazırlanan dişlerin üzerini örten, şeffaf, yumuşak ve ince bir plaktır. Hekim tarafından verilen beyazlatma ajanı uygulama sırasında plağın içine yerleştirilir ve plak ağza takılarak kişinin kendisi tarafından uygulanır. Bu uygulama ortalama günde 2-4 saat, 1 hafta boyunca sürer. Bu süre istenilen beyazlatma miktarına göre uzatılıp kısaltılarak ayarlanabilir.
Hekim tarafından muayenehanede diş yüzeyine uygulanan bir beyazlatma yöntemidir. Uygulanan malzeme doğrultusunda tedavi süresi 30 dakika ile 1 saat arasında değişmektedir. Diş hekimi kullandığı kimyasal ajanın diş eti ve yumuşak dokularda tahrişe yol açmaması adına, dişleri; diş eti, yanak ve dudak dokularından tamamen izole eder. Bu sayede kimyasallar sadece diş yüzeyine uygulanarak bekleme aşamasına geçilir. Bu işlem 6-12 ayda bir tekrarlanabilir.
Diş dokusu aşırı geçirgen olduğunda kişiden kişiye fark gösterecek şekilde diş beyazlatma işlemi hassasiyete neden olabilmektedir. Bu hassasiyet 24 saat içerisinde kaybolacaktır ve kalıcı değildir. Olabilecek hassasiyeti takiben klinikte flor içerikli veya remineralize edici ajanlar uygulanmaktadır.
Yapılan beyazlatma işlemini takiben özellikle ilk haftalarda çay, kahve, şalgam, kırmızı şarap, vişne suyu, sigara gibi dişe rengini verebilecek ürünlerden kaçınılmalıdır. İlk haftalarda beyazlatılmış dişler dış etkenlere daha fazla açık olacaktır. Yapılan diş beyazlatmanın uzun dönem başarısı kişinin ağız içi bakımı ve boyayıcı içecekleri ne ölçüde tükettiğine bağlı olarak değişmektedir.
Beyazlatma işleminin yan etkileri yoktur ancak yine de dişler bir süre hassasiyet gösterebilir. Beyazlatma işlemleri hamile kadınlarda uygulanmamalıdır. Beyazlatma materyallerinin fetüs üzerindeki etkileri bilinmemektedir. İşlem tamamen estetik amaçla yapıldığından, doğum sonrasına kadar ertelenmelidir.